- Likya Yolu Yürüyüşüne Hazırlanma Rehberi
- Likya Yürüyüşüne 1 Kala
- Likya Yolu 1. Gün – 14 KM (Ovacık, Kozağaç, Kirme, Faralya)
- Likya Yolu 2. Gün – 7 KM (Faralya, Kabak Koyu)
- Likya Yolu 3. Gün – 14 KM (Kabak Koyu, Alınca, Boğaziçi)
- Likya Yolu 4.Gün – 12 KM (Boğaziçi, Sidyma, Bel, Belceğiz)
- Likya Yolu 5.Gün – 14 KM (Belceğiz, Gavurağılı, Pydnai, Letoon)
- Suyun İçindeki Kutsal Şehir: Letoon
[wpdevart_youtube]QcZ85MG4Ig4[/wpdevart_youtube]
Likya Yolu yürüyüşümüzün birinci gecesinde vardığımız ve çadır kurduğumuz noktanın ne kadar nefes kesici bir manzarası olduğunu ikinci günün sabahında anladık. George House isimli kamp alanı, Faralya’da Kelebekler Vadisi görüntüsüne hakim en güzel noktalardan birinde bulunuyor. Gece gelip çadırları kurup yorgunluğun etkisiyle hemen uykuya dalmıştık. Sabah gözlerimizi açtığımızda gördük ki cennetteyiz. 🙂 Burası da vaktimiz olduğunda tekrar gelmek isteyeceğimiz bir yer olarak hafızalarımıza kazındı.

Birinci gün yürüyüşümüze geç başladığımız için gece yürüyüşü yapmış ve konaklama yerimize geç saatte varmıştık. Ancak sabah manzarayı görünce biraz pişmanlık yaşadık. Çünkü Kirme Köyü – Faralya arasındaki dar patikadan zikzaklı iniş, Kelebekler Vadisi’nin harika manzaralarını farklı açılardan sunuyor olsa gerek. Manzaranın tadını biraz çıkartıp kahvaltımızı yaptıktan sonra, çadırları toparladık, sırt ve bacaklarımıza kas gevşeticilerimizi sürdük ve yine çıktık yola.

Likya Yolu’nun bazı aşamalarında alternatifli rotalar bulunuyor. Kelebekler Vadisi inişi de bu noktalardan biri. Aslında Likya Yolu vadinin yukarısından geçerek devam ediyor; ancak aşağıda denize girmek istiyorsanız son derece dik kayalar üzerinden halatlara tutunarak sıfır kotuna ulaşabilir ve aynı rotadan geri dönerek tekrar Likya Yolu’na çıkabilirsiniz. Bizim planımızda başka yerlerde denize girmek olduğundan ve o inişteki halatların sağlamlığına güvenemediğimizden, turkuaz denize yukarıdan bakmakla yetindik. Aşağıya inmeye karar verirseniz, büyük sırt çantanızı ve ekipmanınızı vadinin yukarısında bir yerlere emanet edip, yüksüz bir şekilde inmenizi tavsiye ederiz.

Likya Yolu’nda tırmanışlar inişlerden fazla demişlerdi de inanmamıştık. 🙂 İkinci günümüz de tırmanışla başladı. Ancak devamında rota nispeten daha rahattı. Bugünün özellliği benim için, kendimi devasa bir botanik bahçesinin içinde hissetmem oldu. Yürüyüşe gün boyu rengarenk, çeşit çeşit çiçekler, kocaman ağaçlar ve farklı bitki örtülerinin içinden geçerek devam ettik. Su kaynağı bulma konusunda da zorlanmadık. Patikanın çoğu kısmı önceki günkünden çok daha geniş ve rahattı. Ancak Kabak Koyu‘na doğru inişe geçince işler biraz değişti. 🙂

Tıpkı Kelebekler Vadisi gibi, Kabak Koyu da Likya Yolu’nun alternatif rotalarından birisi. Biz ikinci gün yürüyüşü kısa tutarak burada denize girmeyi, dinlenmeyi ve bir gece kalmayı planlamıştık. Eğer koya inmek istemezseniz, tabelalaların yönlendirmesi ile vadinin etrafından dolaşarak yürüyüşe devam edebilirsiniz. Ana yoldan saptığımız noktada işaretleri bir an kaybedince toprak bir araba yoluna girmiş bulunduk ve galiba yolu biraz uzattık. Ama dik bir iniş yerine dolana dolana daha az eğimde ilerleyerek Kabak Koyu’na varmış olduk. Burada dilerseniz dolmuş ile de koya ulaşım sağlayabilirsiniz.

Kabak’ta yerleşim koyun arka tarafında, vadinin yukarılarında bulunuyor. Ancak biz yerleşimin içinden geçmeyip araba yolundan indiğimiz için, denize en yakın olan kamp tesislerinden birini seçtik ve çadırımızı oraya kurduk. Kabak Koyu SİT alanı olduğu için kalıcı yapılaşma yasak; fakat rehber kitapta da belirtildiği üzere bu yasağı delen bir tesis var. Bu nedenle o tesisi tercih etmedik. Denize yakın olmak isterseniz biraz içerilere yürüyerek konaklama alternatiflerini görebilirsiniz. Ancak belirttiğimiz gibi esas olay yukarılardaymış, biz ertesi gün yukarı tırmanış sırasında o tesisleri fark ettik. 🙂 Bunun yanı sıra, tesiste kalmak istemezseniz koyun ilerisinde “beleş tepe”lere de çadır kurmak mümkün. Ancak uzaktan gördüğümüz kadarıyla alan biraz eğimliydi, çadır için düz bir zemin bulmak zor olabilir. Kumsala çadır kurmayı düşünürseniz gece jandarmaya dil dökmeniz gerekebilir; yasak olduğu tabelalarda belirtiliyor çünkü…

Konaklama yerimizi belirleyip eşyalarımızı bıraktıktan sonra, biraz atıştırıp kendimizi sahile attık. Kabak Koyu’nın plajı taşlık, deniz ayakkabısı bulundurmak iyi olabilir. Deniz çok berrak ve suyunun serinliği ise tüm gün sıcakta yürümüş olduğumuz için çok iyi geldi.

* Kabak Koyu’ndan Kabak Köyü’ne çıkmadan Alınca’ya devam etmek isterseniz alternatif bir rota mevcut. Bu rota diğerinden daha hızlı olabilir.
