- Everest Base Camp Trekking Yolculuk Hazırlıkları
- Everest Base Camp Yürüyüş Bütçesi
- Everest Base Camp Trekking Çantamızda Neler Var?
- Everest Base Camp Yürüyüşü 1. Gün – Lukla > Benkar
- Everest Base Camp Yürüyüşü 2.Gün – Benkar > Namche Bazar
- Everest Base Camp Yürüyüşü 3. Gün: Namche Bazar Aklimatizasyon
- Everest Base Camp Yürüyüşü Etaplar
- Everest Base Camp Yürüyüşü 4. Gün: Namche Bazar – Tengboche
- Everest Base Camp Yürüyüşü 5. Gün: Tengboche – Dingboche
Tam 4 yıldır hayalini kurduğumuz yolculuğu sonunda gerçekleştirdik: Everest Base Camp’e trekking yapmak üzere Nepal’e gittik ve sağ salim geri döndük. Hatırladıkça “vay be” diyoruz, nerelere gittik, neler yaptık… =)
Everest Base Camp (EBC), yani Everest Ana Kampı, deniz seviyesinden 5364 metre yükseklikte, Khumbu Buzulu’nun üzerinde yer alan çadırlardan oluşuyor. Burası Everest’e tırmanacak olan dağcıların başlangıç noktası, dolayısıyla tüm hazırlıklarını yapıp ihtiyaçlarını giderdikleri yer, aynı zamanda bölgede trekking yapanların da son noktası. Tam olarak işlerin değiştiği nokta da diyebiliriz: buradan sonra ekipmanınız, kondisyonunuz ve cüzdanınızın kalınlığı değişiyor (Everest’in zirvesine tırmanış tüm masrafları ile beraber yaklaşık 60.000 ile 120.000 Dolar arasında). Yürüyerek ulaşılan ana kamp bölgesinden sonra, zorlu bir buzul geçişi ile esas tırmanış başlıyor. Küresel ısınma sebebiyle Himalaya buzulları hızlı bir şekilde eridiği için, bu geçişi yapmak her sene daha zor ve tehlikeli bir hal alıyormuş.
EBC Trekking yolculuğuna nasıl karar verdik, nasıl hazırlandık, masrafı ne kadar oldu, yanımıza neler aldık gibi tüm detaylar bu yazı dizisinde! Yürüyüşümüzün gün gün detayları da yakında sitemizde olacak.
“Everest mi? Yok Artık!”
Uzun süre önce hayalimizden bahsettiğimiz, seyahat tarihi yaklaştıkça da planlarımızdan bahsettiğimiz herkesin aynı tepkiyi vermesine hak veriyoruz, Himalayalar’da trekking rotaları olduğunu ilk öğrendiğimizde biz de çok şaşırmıştık. Nedense o zamana kadar oraları hep dağcılara ait gibi düşünmüşüz, Everest denince akla doğal olarak ilk gelen “dünyanın en yüksek dağı” (8848 metre) ve dolayısıyla da “tırmanış”. Ama günümüzde artık iyice popülerleşen bu trekking rotasında neredeyse her zevke, her bütçeye uygun alternatifler var desek yeridir. Bireysel gidecekseniz parasını ödeyip çantalarınızı taşıtabilirsiniz, grupla gidip tüm ekipmanlarınızı oradan kiralayabilir ve yükten kurtulabilirsiniz, gayet “lüks” denebilecek konaklama alternatifi seçebilirsiniz… Seçenekler uzayıp gidiyor. Bizim sayfamızı okuduğunuza göre tur değil bireysel, lüks değil gezgin işi çözümler ilginizi çekiyor olmalı. =) Biz de yazılarımızda EBC trekking en uygun bütçe ile nasıl yapılır konusunun üzerinde durmaya çalışacağız.
Bu arada, en son söyleyeceğimiz şeyi en başta söyleyelim: EBC Trekking hiç kolay bir rota değil, ama yapmak imkansız değil. Özellikle 77 yaşındaki, ruju-makyajı eksiksiz bir şekilde rotayı yürüyen Japon teyzeyi gördükten sonra bundan iyice emin olduk.
Nasıl Karar Verdik?
Bizim Everest hikayemiz, Uğur’un 4 yıl önce bir gün bana “Everest’te trekking rotası varmış!!” diye mesaj atması ile başlamıştı. O zamana kadar “dünyanın çatısı”nı uzaktan bile görmek aklımızın ucundan geçmemişti, dağcı olmadığımız için mümkün olmadığını düşünüyorduk herhalde… O akşam evde buluştuk, başladık araştırmaya, videolar izlemeye, hayaller kurmaya.. Hele de bu seyahati tur ile değil bireysel yapabileceğimizi görünce çok sevinmiştik. Normalde de seyahatlerimizi bireysel planlamayı tercih ediyoruz, hele söz konusu doğa yürüyüşü olunca kendi başımıza olmayı daha da çok seviyoruz.
Sonrasında Macaristan’a taşınmaya karar verince, Everest hayallerimizi bir süreliğine ertelemiştik ama aklımızın bir köşesinde hep vardı. Ta ki bu sene “Yapar mıyız yapamaz mıyız, paramız yeter mi?” şeklindeki uzun süren tartışmalarımızın sonunda Katmandu’ya ve oradan da yürüyüşün başladığı köy olan Lukla’ya bilet alana kadar…
Everest Base Camp Hazırlık
EBC trekking, bizim şimdiye kadar hem en uzun süre beklediğimiz, hem de en uzun süre hazırlandığımız seyahatimiz oldu. Kolay olmayacağını tahmin ettiğimiz ve böyle şeyler genelde hayatta bir kez yapıldığı için herhangi bir aksilik yaşamak istemedik. O nedenle tüm detayları ince ince düşündük, özellikle yabancı kaynaklardan çok araştırma yaptık. Okuduğumuz Türkçe kaynaklarda birkaç eksiklik ve hata olduğunu da maalesef oraya gidince gördük. Örneğin “Nepal’den alınan Ncell telefon hattı EBC’de bazı yerlerde çekmeyebilir,” diye okumuştuk. Yürüyüşün 5. gününden sonra ve 4000 irtifanın üzerinde 5 gün boyunca hiçbir yerde çekmedi; bilseydik ailelerimize ve yakınlarımıza önceden haber verirdik. Bir diğer örnek ise “yanınıza mutlaka bastonlu devasa şemsiyelerden alın” diye okuduğumuz tavsiye idi. Bunu okuduğumuz zaman da gülmüştük, gidince de yağmurlu ve karlı günlere denk gelmemize rağmen kimsede şemsiye görmedik. =) Hayatında az çok birkaç kez doğa yürüyüşü yapmış olanların tahmin edebileceği üzere yanınıza yağmurluk ceket ve çantanıza yağmurluk kılıf almanız, ya da üstünüze çantayı da kaplayacak şekilde geçirebileceğiniz bir panço edinmeniz daha uygun olacaktır. Elinizde şemsiye değil baton olmalı ki ayak burkma ve diz sakatlama riskiniz azalsın.
Aşılar ve Sağlık Kontrolleri
(Bu kısımdaki bilgiler bizim yaşadığımız tecrübelere dayalıdır. Bilgilerin güncelliğini kontrol etmeyi ve doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin.)
Nepal’e girişte zorunlu kılınan herhangi bir aşı yok. Ancak doğa yürüyüşü yapmak amacı ile gidiyorsanız, yani şehirden ve dolayısıyla bazı imkanlardan, özellikle de temiz sudan uzakta olacaksanız birkaç önlem almakta fayda var.
Biz aşı konusunu araştırırken tesadüfen “Seyahat Sağlığı Merkezi” isimli kurumu bulduk, daha önce duymamıştık ve ihtiyacımız da olmamıştı. Nepal seyahatimizden 2 hafta önce Türkiye’ye gideceğimiz için (ve Macaristan’da aşılar oldukça pahalı olduğu için), aşılarımızı da orada olmaya karar verdik. Seyahat Sağlığı Merkezi’ne gitmek için 1 hafta kadar önceden randevu almanız gerekiyor. Telefonda hangi ülkeye gideceğiniz ve ne kadar kalacağınız ile ilgili birkaç soru soruluyor. Randevu gününde merkeze gittiğinizde, doktor önce oldukça detaylı sorular soruyor. “Hangi ülkeye gideceksiniz? Ne için gidiyorsunuz, ne yapacaksınız, ne kadar kalacaksınız?” gibi… Verdiğiniz cevaplara göre size hem seyahat tavsiyelerinde bulunuyor (aynı bilgiler sayfanın öneriler kısmında da var), hem zorunlu / tavsiye edilen aşıları söylüyor ve varsa gerekli ilaçları veriyor.
Biz de doktora trekking yapacağımızı, içeceğimiz suların temizliğinden emin olmadığımızı söyledik ve araştırmalarımıza göre Tifo ile Hepatit A aşıları olmamız gerektiğini düşündüğümüzü belirttik. Doktordan “Tifo aşısının üretimi dünya çapında 7-8 aydır durdu,” şeklinde bir cevap aldık. Hepatit A ve tetanos aşısı olmamızı ise uygun buldu ve tetanos aşılarımız hemen yapıldı. Ancak daha önce Hepatit A aşısı olup olmadığımıza dair bir kan testi istendi. Kan testi için başka bir kuruma gidip, 2 gün sonra kan sonuçları ile beraber tekrar Seyahat Sağlığı Merkezi’ne gittik ve sonucun negatif olduğunu teyit eden doktor, aşımızı yaptı. (Aşının koruyuculuğu hemen başlamakla beraber, 6 ay sonra 2. dozunun da yaptırılması gerekiyor.)
Merkezdeki doktor, ayrıca gideceğimiz bölgenin sıtma bölgesi olup olmadığını bize sordu ve seyahat sağlığı sitesinde ilgili kısımdaki bilgilerden anlamaya çalıştı. Biz o güne kadar yaptığımız araştırmalarda Himalaya Bölgesi için sıtma tehlikesi ile ilgili herhangi bir bilgiye rastlamamıştık. Ancak doktoru ikna edemedik (Nepal’in güney bölgesinde ve alçak alanlarda sıtmaya rastlanabiliyormuş – ki biz kuzeye ve yükseğe gidecektik :D). Bize reçete yazarak, kalacağımız gün sayısına göre yetecek kadar adette ilaç verdi (sıtma ilacına sıtmalı bölgeye gitmeden 24 saat önce başlamak ve döndükten 1 hafta sonra bırakmak gerekiyormuş, bunları da ekledi). Ancak bu konuda biz sorumluluğu kendi üzerimize aldık ve gereksiz ilaç içmemiş olmak adına, bu ilaçları kullanmadık. Yürüyüşümüz boyunca değil sivrisinek, neredeyse böcek bile görmedik. =) 1 kere kara sinek gördüğümü hatırlıyorum. Yine de bölgeye gideceğiniz mevsime, senenin yağışlarına ve güncel tavsiyelere göre bu konuyu değerlendirmenizi öneririz.
Son olarak, Seyahat Sağlığı Merkezi’ndeki doktorun tavsiyesiyle, yüksek irtifanın etkilerini danışmak üzere bir göğüs hastalıkları doktoruna gittik, gitmez olaydık. =) Adeta gitti paracıklar.. Maalesef danışmaya çalıştığımız doktorun yüksek irtifa konusunda hiçbir bilgisi ve fikri yoktu, sırtımızı dinleyip, ”kendinize dikkat edin” diyip bizi yolladı. Yüksek irtifanın etkilerini önleyen bir ilaç olduğunu da bizden duydu. =( Aslında göğüs hastalıkları doktoruna danışmak isteme sebebimiz, Uğur’un küçüklükten beri kronik bir hastalık olan alerjik bronşit ile yaşaması. Zaman zaman, özellikle mevsim geçişlerinde nefesi tıkanabiliyor, veya tozdan etkilenebiliyor. Esas merak ettiğimiz, yüksek irtifadan nasıl etkileneceği idi, çünkü daha önce hiç böyle bir tecrübemiz yoktu. Tam tahmin ettiğim gibi oldu, nefesinin sıkışık olmasına zaten alışkın olduğu için irtifaya da daha kolay uyum sağladı.
Biz işlemlerimizi İstanbul’da yaptırdık, bizimle seyahate gelecek olan arkadaşımız ise İzmir’deki Seyahat Sağlığı Merkezi’nden eli boş dönmüş. Nepal için zorunlu aşı yok diyerek, hiçbir aşı yapmamışlar.
Kondisyon ve Fiziksel Hazırlık
Sağlık konusundan bu kadar detaylı bahsetmişken, biraz kondisyonu da ele alalım. Dağda yürürken ne kadar zorlanacağınız ve sırtınızın çantanıza nasıl tepki vereceği, kondisyonunuz ile birebir alakalı. Bu yolculuğa hazırlanırken de çevremizden en sık duyduğumuz sorulardan biri, fiziksel olarak kendimizi nasıl hazırladığımızdı.
Biz çok düzenli spor yapmasak da, oldukça hareketli bir hayat tarzımız var diyebiliriz. Bu senenin ilk yarısında havuzda epey vakit geçirmiştik; haftada 2-3 gün yüzmeye giderek, Haziran ayında Balaton Gölü’nü yüzerek geçmiştik (5,5 km mesafe). Geçtiğimiz sene bisikletle Budapeşte’den Viyana’ya gitmiştik, şehir içinde de sık sık biniyoruz. Önceki senelerde koşu etkinliklerine katılıp 10 kilometre koşuyorduk. Yani hayatımızda spor ve özellikle doğa sporlarına vakit ayırıyoruz ve zaman zaman hedefler koyarak onlara hazırlanıyoruz.
Everest Base Camp’e gideceğimiz kesinleştikten sonra (yani yolculuğumuzdan 3-4 ay kadar önce), Budapeşte’nin civarındaki tepelerde hafta sonları doğa yürüyüşleri yapmaya başladık. En yüksek noktası 1015 metre olan Macaristan’da irtifa çalışması yapabileceğimiz yerler olmamasına rağmen, Budapeşte civarındaki tüm yüksek noktalara çıktık. Aklımızda sırtımıza eşya yükleyerek yürümek de vardı, ama sonuçta onu gerçekleştiremedik. Ancak daha önce Likya Yolu’nda da 1 hafta yürümüştük, o nedenle yük taşıyarak yürürken nelerle karşılaşacağımızı az çok biliyorduk. Sadece irtifa etkileri de eklenince neler yaşayacağımızı tahmin edemiyorduk, onu da biraz deneyimlemek gerekiyor zaten.
Son olarak, nefes açma çalışmaları yapmak için, yolculuğumuzdan önceki 1 ay boyunca kısa ve hızlı koşular yaptık.
Psikolojik Hazırlık
“Ne psikolojik hazırlığı, Everest’in zirvesine mi çıkıyoruz?” demeyin. Bizim gibi dağcı olmayan insanlar için böyle seyahatlerde psikolojik hazırlığa da ihtiyaç var bizce. Bu konudaki hazırlığımızı en kötü senaryoları gözden geçirerek yaptık. Ayağımız burkulabilir, çok yorulabiliriz, nefes almakta zorlanabiliriz, hava şartları dağda çok değişken olduğu için kötüleşebilir, hastalanabiliriz… Aklımıza gelenler bunlardı ve bu sebeplerle kısıtlı olan gün sayımız yetmeyebilir, uçağımıza yetişmek için Base Camp’e ulaşmadan dönüşe geçmek zorunda kalabilirdik.
Böyle bir durum yaşarsak moralimizi bozmamaya, oraya gidip havayı koklamanın bile bizim için yeterli olduğuna karar verdik ve keyfini çıkaracağız dedik. En yükseğe ulaşma hırsımız yoktu, zorlandığımız anda dönebilecek olmamız da bizi motive etti galiba. Çok şanslıydık ki, bu en kötü senaryolardan hiçbiri yaşanmadı; sizin yolculuğunuzda da yaşanmaması için tüm tecrübelerimizi yazılarımızın devamında da aktaracağız.
Nepal Turist Vizesi Nasıl Alınır?
Nepal, turistlere kapıda vize uygulayan bir ülke. Ülkeye giriş herkese 50 dolarcık (!) kadar yakın yani.. (15 gün 30$, 30 gün 50$, 90 gün 125$) Ancak havalimanına indiğinizde daha az sıra beklemeyi tercih ederseniz, şu linkte bulacağınız online başvuruyu yapmanızı tavsiye ederiz.
Yolculuğunuzdan en erken 15 gün önce yapabileceğiniz bu başvurunun avantajı, formu havalimanında değil önceden doldurmuş olduğunuz için varışta ayrı bir sıraya girmek. Online başvurunuz 15 günden eski ise, geçersiz oluyor. (Online form doldurduysanız da, doldurmadıysanız da havalimanında önce ücreti yatırmak için ayrı bir sıraya giriyorsunuz. Bunun için kısa bir süre bekleniyor). Başvuruya başlamadan önce bilgisayarınızda siteye yükleyebileceğiniz vesikalık fotoğrafınız olsun.
Bu başvuruda da 1-2 tüyo var, biz zorlandık siz zorlanmayın. Formu doldururken isim, soyadı, doğum tarihi, pasaport no gibi kolay soruları geçtikten sonra, kazık sorular başlıyor. =) Kalacağınız yerin adresi ile birlikte istenen Ward No, VDC/Municipality ve District’in ne olduğunu anlamamız ve bulmamız epey vaktimizi aldı. Çünkü otellerin adresinde böyle bir şey belirtilmiyor. Formda o alanı boş bırakma seçeneğiniz de yok. Numara sallayayım deseniz, nasıl bir numara uyduracağınızı da bilmeniz lazım. =) Bir de işin şöyle bir yönü var, eğer Katmandu’da konaklama yapmadan direkt trekkingin başlangıç noktası olan Lukla’ya geçecekseniz, muhtemelen kalacağınız ilk adresi bilmediğiniz için o kısma da bir şey yazamayacaksınız. Bu durumda nasıl bir çözüm bulacağınızı hayal gücünüze bırakıyoruz. =)
Biz 1 gece Katmandu’da konaklayıp sonraki gün Lukla’ya geçecektik. Lukla uçağı sabah çok erken olduğu için havalimanına 15 dakika yürüyüş mesafesinde bir otelde kalmaya karar verdik (havalimanının hemen önünde olan Ringroad üzerinde). Tavsiye edilebilecek bir otel değil, o nedenle ismini yazmayalım. Ama havalimanına yakın konaklamak mantıklı olduğu için belirtelim, bölgenin ward no’su 09, VDC/Municipality: Kathmandu, District: Kathmandu.
Yani özetlemek gerekirse Nepal vizesi için adımlar kısaca şu şekilde:
- Nepal’e varışınıza maksimum 15 gün kala online başvuru formunu doldurun,
- Formu doldurmadan önce vesikalık fotoğrafınızı bilgisayara kaydedin, formda uygun alana yükleyeceksiniz,
- Formu doldururken adres kısmındaki ward no, VDC ve District’i önceden araştırın,
- İşleminiz bittikten sonra, mailinize gelen formun çıktısını alın,
- Nepal’e indiğinizde önce para yatırmak için gişeye uğrayın (Nepal vizesi ücreti: 15-30 gün arası seyahatler için 50$),
- Sonra dekontunuz ile beraber vize (immigration) sırasına girin.
- Nepal’e hoşgeldiniz. =)
Nepal’de Sim Kart Almak
Havalimanından çıkmadan sim kart alma işini de halletmenizi tavsiye ederiz. Ncell ofisi, Katmandu havalimanında son çıkış kapısının hemen karşısında. Biz de çok detaylı araştırmadan, yakın zamanda Nepal seyahati yapmış birkaç Türk instagram profilinden gördüğümüz için Ncell aldık. Fiyat/performans açısından memnun kaldığımızı söyleyebiliriz. 16 gigabayt internet için 12 dolar ödedik. Sim kartı telefonunuza takıp gerekli adımları da orada hemen hallediyorlar. Yalnızca yanınızca vesikalık fotoğraf bulundurmanız gerekiyor, ancak yoksa ücreti karşılığında orada çektirme imkanınız da var.
Yalnızca aklınızda olması gereken konu, EBC Trekking’e gidecekseniz tırmanışta 5. günden sonra telefonun çekmemesi. Yani Dingboche’den Base Camp’e gidip, Dingboche’ye geri dönene kadar hattınız çalışmayacak. Buna alternatif olarak dağda bazı yerlerde wifi var (ücretsiz olanını hiç görmedik, bazı yerlerde ‘kahve alırsanız internet bedava’ diyor ama bazı günler o da çekmeyebiliyor.)
Bir diğer alternatif ise Everest Link. Bunun çalışma prensibi aslında wifi gibi. 10 gigabayt için yaklaşık 25 dolar (2500 rupi) ödeyip, Everest Link yazan noktalarda (pansiyonlar ve kafelerde) size özel şifre ile internete giriş yapabiliyorsunuz. Yol üzerindeki köylerin hepsinde, çoğu pansiyon ve kafede satın alabilirsiniz. Beraber seyahat ettiğimiz arkadaşımız satın aldı ama sürekli internet peşinde koşmak zorunda kaldı. Bazı yerlerde düzgün çekmedi, bulutlu günlerde solar paneller çalışmayınca akşamları pansiyonlar elektriği ve modemleri erken kapattılar, vs.. Çok memnun kalmadı yani. Biz de 25 dolar bağlamadığımıza sevindik açıkçası. Birkaç gün internetten uzak yaşam iyi geldi.
Güvenlik
Biz seyahate çıkmadan önce, aile ve arkadaşlarımız tarafından çok merak edilen bir diğer konu güvenlikti. Annelerimiz dağda bir başımıza yürüyeceğimizi sanıyordu. =) Açıkçası biz tüm Nepal seyahatimiz boyunca, daha önce Uzakdoğu gezilerimizde de olduğu gibi, kendimizi çok güvende hissettik. Nepallilerin yardımsever insanlar olmasının yanı sıra, rota boyunca her yer oldukça kalabalık. Biz son günlere doğru yükümüzü azaltmak için drone dahil pek çok eşyamızı daha aşağı irtifalardaki köylerde bıraktık. Poşetimizi aynen bıraktığımız gibi teslim aldık. Dağda olacağınız süre boyunca yanınızda nakit taşımanız gerekeceği için ufak bir bel çantası almak ve 2-3 kişiyseniz parayı bölmek (kaybetme ihtimaline karşı da) iyi bir önlem, ancak daha fazlasına bizce gerek yok.
Nepal’e Yolculuk
Biz EBC seyahatimize yaşadığımız şehir olan Budapeşte’den Viyana’ya otobüsle başladık. Viyana çıkışlı uçak biletleri Budapeşte’ye göre daha uyguna geldi. Budapeşte’den Viyana’ya giden Flixbus’un ilk durağı Viyana Havalimanı, o nedenle ulaşımımız oldukça kolay oldu.
Daha önce Uzakdoğu seyahatimizde de kullandığımız ve çok memnun kaldığımız Qatar Airways’i bu uzun uçuşta yine tercih etmek istedik; böylece bulabileceğimiz en ucuz olan uçuştan (Air Arabia veya FlyDubai’den) 30 Euro kadar fazla bir ücret ödedik; ancak hem konforundan emin olduğumuz, hem de yemeklerinin güzel olduğunu bildiğimiz bir havayolu ile seyahat etmiş olduk. (Not: Air Arabia’da ücretsiz yemek hizmeti yok, uçakları da uzun uçuşlar da dahil olmak üzere geniş gövdeli uçaklar ile yapılmıyor).
Qatar Airways’in uçuşlarının tamamı Doha, Katar aktarmalı yapılıyor. Biz de yaklaşık 6 saatlik Viyana-Katar uçuşundan sonra 3 saat aktarma süresi ile Katmandu uçağına geçiş yaptık. Bu esnada bir de güzel sürpriz ile karşılaştık: havayolu ile daha önce yalnızca 4 uçuş yapmış olmamıza rağmen (yine Katar aktarmalı İstanbul-Tayland gidiş-dönüş uçuşu), üyelik kartımız olduğu için bize Business Upgrade hediye ettiler. Böylece seyahatimiz daha da güzel başlamış oldu, portakal sularını içip trekking öncesi vitaminleri iyice depoladık. =) Katar-Katmandu uçuşu da yaklaşık 6 saat sürdü.
Everest Base Camp’e gideceğimizi bilen arkadaşımız Canberk de bu macerada bize katılmak istemişti. Biz daha uçağa binmeden o İzmir’den Katmandu’ya varmıştı bile. Katmandu’da arkadaşımız ile buluşup 1 gece konakladıktan sonra, ertesi sabahın ilk uçuşu ile Himalaya Bölgesi’ne ulaştık.
Himalayalar’a Yolculuk
Everest Base Camp’e ulaşmak için tek yol var diyebiliriz, o da Katmandu’dan dünyanın en tehlikeli havalimanı ününe sahip Lukla’ya uçmak. Aslında Katmandu’dan Salleri’ye 1 gün (8-9 saat) süren tangır tungur cip yolculuğu (17$) ve üzerine 3 gün (33 km) yürüyüş ile de Lukla’ya ulaşmak mümkün, ama yapanlar bu yolu kesinlikle tavsiye etmiyor. Maalesef ücreti sabit ve kişi başı gidiş-dönüş 350 dolar olan ‘kelle koltukta turizm’ ile bu seyahati yapmanız gerekiyor.
Lukla’ya giden uçaklar yalnızca 14 kişilik ve görüntüsü ile adeta turiste korku, gezgine dehşet salan kanatlı tabutlar desek abartmış sayılmayız. Ne diyelim, gezgin ruhu insana neler yaptırıyor, sözde uçak fobisi olan ben, flightradar’da bile görünmeyen ve 500 metre uzunluğundaki, bir ucu dağ, bir ucu uçurum olan piste inen o uçağa bindim…
Bu yazı Kasım 2019’da yazılmıştır.