Seyahat planlarında pek çok kişi tarafından Budapeşte’yi gezmek için genelde 3-4 gün ayrılıyor. Hatta yaygın olarak Prag-Viyana-Budapeşte üçlüsü gezildiğinden, bu süre iki güne de düşebiliyor. Ancak vaktiniz varsa, Budapeşte’ye gelmişken mutlaka zaman ayırmanızı tavsiye edeceğimiz, Budapeşte’nin merkezinden 20 kilometre uzaklıkta küçük bir şehir var: Szentendre…
Szentendre, şu anda en çok sanatı ve kültürü ile ziyaretçilerin dikkatini çeken, yaklaşık 25 bin kişinin yaşadığı bir şehir. 17. yüzyılda Macar topraklarına Osmanlı akınlarının yapıldığı sırada savaştan kaçan Sırplar buraya sığınmış ve 200 yıl kadar burada yaşamışlar. Sırpların yanı sıra Hırvatlar, Slovaklar, Almanlar ve Yunanlılar da şehrin nüfusunda önemli bir yer tutuyormuş. Sonrasında şehir su baskını gibi doğal afetler nedeniyle uzunca bir süre neredeyse tamamen terk edilmiş bir halde kalmış. Ta ki, 20. yüzyılda Macar sanatçılar burayı yeniden keşfedene kadar…
Bugün Szentendre’ye gidip Arnavut kaldırımlı ara sokaklardan yokuş yukarı tırmanırsanız, her sokakta ufak bir sanat galerisi, bir müze veya el sanatları atölyesi göreceksiniz. Bu nedenle burası “Ressamlar Şehri” olarak da anılıyor. Badem ezmesi müzesi, mikro sanat müzesi, milli şarap müzesi, Retro tasarımlar merkezi gibi, görmeye alışık olmadığımız tarzda tematik müzelerle dolu bir küçük şehir burası. Ayrıca hem Tuna kıyısında, hem de ara sokaklarda çok güzel kafeler, pastaneler ve meşhur dondurmacılar var.
Görülecek Yerler
Szentendre’yi hakkını vererek gezmek istiyorsanız, burada hayata geçirilmiş olan “QR kod gezi rehberi” uygulamasını mutlaka kullanmalısınız. Kentteki görülmesi gereken binalara ve önemli noktalara yerleştirilmiş olan kodu telefonunuzdaki herhangi bir QR kod okuyucu programı ile okutuyorsunuz. Böylece yanınızda bir rehber varmış gibi, telefonunuzdan dinleyerek veya okuyarak gittiğiniz yer hakkında bilgi edinmiş oluyorsunuz. Kentte yer alan tüm sokak tabelaları, bu uygulama nedeniyle QR kodlu olanları ile değiştirilmiş, veya eski tabelanın altına bir yenisi eklenmiş. Her mevsimde bu kadar çok turist çeken bir kenti bilinçli gezebilmek için harika bir uygulama.
Szentendre’nin En’leri
Szentendre’de her sokakta bambaşka rengarenk bir bina, kilise, kafe veya müze dikkatinizi çekecek. Bize göre buranın “en”leri ise şöyle:
* En güzel manzara: Biraz yokuş veya merdiven çıkarak varabileceğiniz “Templom Tér -Kilise Meydanı”ndan hem şehrin kırmızı kiremit çatılarını yukarıdan görebiliyorsunuz, hem de evlerin arasından Tuna Nehri’nin ufak bir kısmını ve etrafındaki doğayı izleyebiliyorsunuz.
* En lezzetli “Langos”: Macarların ünlü “fast food”larından biri olan Langos’un (yani bizdeki pişinin) tadına bakmak isterseniz, en dar sokaklardan birinden geçerek ulaşabileceğiniz bir avludaki “Alomlangos”u tavsiye ederiz.
* En tatlı dondurma: Szentendre’ye yazın gidecekseniz, internette çoğu kişinin övgüyle bahsettiği lavantalı dondurmayı tavsiye etmeyeceğiz; aynı dondurmacıyı Budapeşte’de de birkaç yerde bulabilirsiniz. Ama buraya özgü olan pastanelerden biri olan Margaretta, hem dondurmaları hem de pastaları ile yüzünü güldürecek.
* En sıcak çikolata: Szentendre’ye soğukta giderseniz de pişman olmayacaksınız. Bisikletle gittiğimiz bir sonbahar günü, çok üşümemizin de etkisiyle olsa gerek, hayatımızda içtiğimiz en güzel sıcak çikolatayı Tuna kıyısındaki kafelerden biri olan Fantazia Restoran’da bulduk.
* En ilginç müze: Szentendre’ye sırf müzeleri gezmek için bir tam gün ayırmak üzere tekrar gideceğiz. Ama şimdiye kadar gördüklerimiz arasından en çok ilgimizi çeken, eski tramvayların, trenlerin, troleybüslerin bulunduğu ulaşım müzesi oldu. Eskiye biraz merakımız var da.. 🙂
* En sağlıklı ulaşım: Budapeşte’den Szentendre’ye gelmenin en zevkli yolu bisiklet. Çok fazla bisiklet kullanmayanlar için yorucu ve uzun bir aktivite olabilir (gidiş-dönüş 60 kilometre). Fakat biz neredeyse tamamen özel bisiklet yolunda, bazen Tuna kenarında bazen ormanın içerisinde devam eden bu rotaya bayıldık.
* En renkli fotoğraf: Şehrin ana meydanındaki rengarenk binaların önünde fotoğraf çektirmeyi unutmayın. 🙂
* En uygun hediyelikler: Kent hem yoğun bir sanatsal üretime, hem de yaz-kış devam eden bir turizme sahip olduğu için pek çok hediyelik eşya dükkanı var. Fiyatlar Budapeşte’den daha uygun, çeşitler ise her yerde karşınıza çıkanlardan farklı ve daha güzel.
* En doğal yürüyüş rotası: Szentendre’nin Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürümek çok zevkli olsa da, gönlümüz her zaman doğadan yana olduğu için Tuna kenarında yürüyüş yapmadan dönmemenizi tavsiye ederiz. Bozuk para atarak yem alabileceğiniz otomatlar sayesinde, nehir kenarında yüzen ördekleri de besleyebilirsiniz.
Ulaşım
Budapeşte’den Szentendre’ye ulaşım oldukça pratik. Metro-2’den Batthyany durağında indikten sonra, hemen metro istasyonunun içinden Hév (banliyö treni) durağına geçiş yapıyorsunuz. İlk durağı burası olan H5-1 numaralı trenle önce Tuna boyundan, sonra yeşilliklerin arasından tıngır mıngır geçerek 40 dakikalık nasıl bittiğini anlayamadığınız bir yolculukla Szentendre’ye varıyorsunuz. İstasyondan şehir merkezine yönlendirmeleri takip ederek kısa bir yürüyüşle varabilirsiniz.