Almanya’nın kuzeyinde, Bremen’den yaklaşık 30 kilometre mesafede, 2. Dünya Savaşı’nın tanığı olan devasa yapıları görebileceğiniz bir alan var: Valentin Denizaltı Sığınakları… Bu yapıların duvarları öyle kalın, öyle sağlam ki, birkaç kez bombalandıktan sonra yapıda ancak zar zor bir delik açılabilince, yıkmanın mümkün olmadığı anlaşılmış ve vazgeçilmiş…

İşin daha da tuhafı, savaşın sonlarına doğru inşasına başlanan, inşaatı sırasında 10.000 işçinin çalıştığı ve yaklaşık 2.000 işçinin kötü koşullar nedeniyle hayatını kaybettiği bu sığınaklar hiç kullanılmamış. Denizaltı (U-Boot) üretmek ve bakımlarını yapmak amacı ile inşa edilen sığınakların yapımı bitmek üzereyken, savaş da sona ermiş…

Günümüzde Avrupa’nın en büyük ikinci yerüstü sığınağı olan Valentin, bölgede 1930’lardan itibaren gerçekleştirilmeye başlanan üç büyük Nazi projesinin sonuncusu. İlk iki proje olan fakat günümüze kadar korunamayan akaryakıt deposu ve akaryakıt tesisi, savaşa hazırlık amacı ile inşa edilmiş. Bu tesislerin altyapıları ve işçi kampları ise, daha sonra Valentin projesi için kullanılmaya başlanmış. Valentin Denizaltı Sığınağı projesine başlandığında takvimler 1943’ü gösteriyormuş. O sırada müttefik devletler, Alman Nazı devleti hava sahası üzerinde egemenlik sağlamış olduğu için, korunmasız tersanelerde denizaltılar inşa etmek imkansız hale gelmiş. Bu nedenle tavan ve duvarlarının kalınlığı 4,5 ile 7 metre arasında değişen bu devasa yapının içerisinde yeni tip denizaltıların seri üretimine başlanması planlanmış. Bu denizaltılar sayesinde müttefiklerin Atlantik’te ikmal yollarının kesintiye uğratılması ve savaşta üstünlüğü sağlamak planlanıyormuş. Ancak bu projenin gecikerek, savaşın sonlarına doğru gerçekleştirilmeye çalışılmasının sebebi, muhtemelen Hitler’in deniz savaşlarını ciddiye almaması ve kara-hava savaşlarını ön planda tutmasıydı.

Savaşın sonlarına doğru bombalanan sığınak çevresindeki çalışma kampları yok olmuş, sığınağın inşası da bu şekilde, tam olarak bitmeden ve içerisinde tek bir denizaltı bile üretilmeden durdurulmuş. Savaştan sonra ise sığınak, müttefik devletler tarafından bomba testleri için hedef olarak kullanılmış. Yıkımının mümkün olmadığı anlaşılınca bir süre atıl kalmış, sonrasında ordu tarafından tatbikat alanı ve malzeme deposu olarak kullanılmış. Devasa sığınak, zamanında haritalarda kayıt altına alınmamış ve hava fotoğraflarından da silinmiş.

Valentin sığınağını biz gezmeye gittiğimizde maalesef kapalıydı, içerisine giremedik (Haziran 2020 – Salgın nedeni ile ziyaret gün ve saatleri değişmiş. Güncel bilgi için web sitesi). Girişi ücretsiz olan sığınağı etrafını ve içini gezdiren 1,5 kilometrelik bir tur güzergahı var, bu turu ücreti karşılığında rehberle yapmak da mümkün.

Sığınak, Kuzey Denizi’ne açılan Weser Nehri’nin hemen kenarında bulunuyor. Günümüzde nehrin kenarında, sığınağın hemen yakınında bir plaj ve bisiklet-yürüyüş yolları bulunuyor.

Zamanında Avrupa’nın her yerinden savaş tutsaklarının günde 12 saat vardiya ile çok zor koşullarda çalıştırıldığı ve binlercesinin hayatını kaybettiği bu yapı, on yıllar boyunca bir suç mahalli olarak algılanacağı yerde, teknik bir ustalık eseri olarak görülmüş. Hatta Bremen gazetesi tarafından 1953 yılında “dünyanın 8. harikası” olarak bile nitelendirilmiş, kartpostallarda bir turist atraksiyonu olarak yerini almış.
İlk kez 2011 Ocak ayında sivil amaçlarla kullanılmaya başlanan sığınak, çevresindeki bilgilendirme panoları, inşaat sırasında hayatını kaybedenlerin fotoğrafları ve hikayeleri ile bir anma yeri haline dönüşmüş.